Aşk biter mi? Aşk bitmez. Aşk
gider yalnızca. Küçük bir balığın elden kayışı gibi, sıkıca tutmaya korktuğun
bir kelebeği salmak zorunda kalırsın elini açarsın avucunda az bekler ve gider
ya hani işte öyle. Daha fazla sıksan ölecektir çünkü. Aşk gider fakat
hatıralarını bırakır sana. Bir kitabın ilk sayfasında kalır, bir parfümde,
oyuncak bir karavanda, bir şarkı sözünde, bir market fişinde, elindeki ufak
yarada. Aşk bitmez ki hiç. Aşk sonsuzluktur. Bir mumda kalır belki, bir filmde,
deniz kıyısında bir kayada, bir sigara tabakasında, bir yastık kılıfında, bira
şişesinin dibinde ya da bitmeyen yapboz da. Ama o aşk bitmez. Aşk bir odadan
sineğin çıkışı gibidir ya da taksiden yolcunun inmesi. Sinek sesini bırakır,
yolcu parasını. Gitse de bir izini bırakır. Sen gittiğinde aşk bir kalemin
ucundaydı, şimdi kağıtta, bir çay
tabağındaydı az önce, şimdi sigaramın külünde. Aşk boşlukta kaybolup gider mi?
Odamdaki duvarda kalır belki, belki otobüs durağımda bekler beni her sabah.
Formamdaki armada kalır aşk, çayımın deminde, tavladaki kapılarımda saklanır.
Bir sakız falında çıkar belki karşıma, belki de martıya atacağım simidin
susamında. Hep saklanır.
Sahi sen hiç gördün mü aşkı?
Bende görmedim. Hissettim sadece. Zaten gözler asla görülmesi gerekeni görmez.
Gözlere kızmamak gerek. İyi yanları da yok değil. Mesela gözler asla yalan
söylemez. Aşk sadakattir aslında. Küçük Prens’in çiçeğine duyduğu gibi bir
sadakattir. Diğerlerinden ayıran bir
sevgi.
Eğer aşkın benden giderse,
tabutumu kendi ellerimle kapatacağım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder