7 Mart 2014 Cuma

Karadeniz

Ah be Karadeniz. Seni Cebeci sahillerinde tanıdım. İlk biramı sana bakarak içtim. Belki de şişesini sana attım hatırlamıyorum. Bana hep iyi davrandığın için atmamış kabul ediyorum. Senden hiç uzaklaşamadım. Maviliğini sevmezdim bir tek senin. Sıradanlığı anlatırdı bana. Geceleri çok güzeldin. Yağmurda top oynayınca üstü çamurlanan ve annesinin zorla yıkamaya çalıştığı yedi yaşındaki bir çocuk gibi çırpınırdın her gözyaşı damlattığımda. Ben çok ağlardım değil mi? İnsanlar hep merak ederdi niye bu kadar dalgalı diye bu deniz. İyi ki hep sessizce ve gizli ağlamışım yoksa dayak yiyebilirdim. Sahi ben neden ağlardım? Bak şimdi Zonguldak'ta bir evin sekizinci katında balkona çıkmış elimde kalemim, masamda bira ve sigaram var. Büyümüşsün sanki biraz. Şimdi o kadar hırçın da değilsin. Gözyaşlarım sana yetişmediğinden dolayı öyle olduğunu varsayıyorum. Dur be denizim bir saniye. Konuyu kaçırdık resmen. Ben ağlardım çünkü sevdiklerim beni hiç sevmedi. Beni sürekli üzdüler. Gözyaşlarımla mı büyüdün yoksa sen? Ne oldu şimdi dalgaların kesildi hafiften. O gemi ne öyle kocaman. Rahatsız etmiyor mu seni? Kaybolma bir yere bir sigara daha saracağım. Bir uğultu var sende. Cevap vermek mi istiyorsun yine bana. Senin haline de üzülüyorum. Artık ağlamıyorum çünkü ben. O kadar alıştım ki yağmura, ıslanmıyorum artık. Yok bu gece de sen mavi olana kadar burada kalacağım, üzülme. 
Eğer bir gün tekrar ağlamaya gelirsem sana. Yol ver gözyaşlarıma da gitsin. Ulaşşın ona. Hani her yıl yüzlerce kişiyi öldürüyorsun ya. Ben gelirsem beni de al lütfen. Seninle öğrendim yaşamayı. Sende son bulsun istiyorum. 
Çırpınmaya devam et Karadeniz. Ölmeden bir kez daha görmeye geleceğim seni. Kumlarına gömeceğim kendime. Sende inciler dizersin belki yoluma. Bir aşk isteyen baksın, görsün. 
Aşk ölmektir. Aşk boğulmaktır. Karadeniz, aşkın sahibidir. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder